TARİHİN HALKALARININ DİZİLİŞİ
  Ruslar'ın Kafkasya'ya Sokulması
 
Ruslar'ın Kafkasya'ya Sokulması 



Ruslar'ın Dağıstan ve diğer Kafkas ülkelerini ele geçirmesi uzun vadeli ve birbirini tamamlayan iki aşamalı bir hareketle gerçekleşmiştir. Birincisi, Kafkasya'nın kuzeyine Ruslar'ın tabiî müttefiklerden Kazaklar'ın yerleştirilerek burada bir hattın oluşturulması; ikincisi bu Kazaklar'a dayanarak Kafkas topraklarına yapılan Rus askeri harekatıdır.
Kökenleri tam olarak bilinmemekle beraber, atalarının din ve dillerine bakıldığında slav oldukları anlaşılan ve genellikle kadınlar yoluyla diğer kavimlerle karışık hale gelen Kazaklar, Ortodoks kilisesi'ne bağlı idiler. Bunlar her zaman Kırım Tatarları ve Osmanlılar'a karşı savaşarak Ruslar'ın öncüleri olmuşlardır. İşgal edilen topraklara yerleştirilen kolonistler olarak ve askeri ayrıcalıklar sayesinde geniş topraları ellerinde bulunduran Kazaklar, Rus prensliklerine çok geniş topraklar kazandırmışlardır.

  Ruslar tarafından devamlı kullanılan Kazaklar'a Çarlık tarafından bazı imtiyazlar da tanınmıştır. Bu ayrıcalıklardan bazıları vergilerden ve askeri harcamalardan muaf tutulmaları, orduya düzenli asker vermeye mecbur tutulmaları ve düşmanlarından alınan toprakların onların mülkiyetlerine bırakılmaları...vb.idi. Müslümanlar'a yaptıkları baskılarda başarılı olduklarında kazançlarına sahip çıkmak amacıyla Ruslar tarafından bunlar sahiplenilmiş; başarısız baskınlarda veya şikayet edildiklerinde ise Ruslar, söz geçiremedikleri bahanesiyle sorumluluktan kurtulmak istemişlerdir. Kuzey Kafkasya'da Terek ırmağı kıyılarına yerleşen Kazaklar, Çeçenler ve Kumuklar'dan ileri tarım teknikleri öğrendiler ve özellikle içkiye ve kadınlarının güzel giyinmesine olan düşkünlüklerinin de etkisiyle bağcılık ve ipekböcekçiliğine yöneldiler. Zaman geçtikçe Don, Volga ve Dinyeper'den aktarılan Kazaklar'la takviye edilmek suretiyle yeni kale ve stanitsalar(Kazak köyleri) inşa edilerek Kuzey Kafkasya'da bir Kazak Hattı teşkil edilmiş oldu.

  Yaklaşık 700 kilometre uzunluğunda olan ve Osetler ve Kabardalar gibi bölge halkından bir kısmının Ortodokslaşmasına kadar varan etkili kolonizasyon teşebbüsleri ile devamlı olarak güçlendirilen bu hat, kaleler ve tarımcı topluluklar ile bağlanmıştı. Bu hat, Ruslar'ın Kafkaslar istikametinde başlayacak ileri harekatının hem dayanak hem çıkış noktalarını teşkil edecektir. Ruslar'ın Kafkaslar'a ayak basmaları ve yerleşmelerinde Gürciler'in de büyük rolleri olmuştur. Gürciler'in İran ve Osmanlı baskısına karşı yardım istemeleri üzerine, Kafkaslar'dan Gürcistan'a giden tek yol olan Daryal geçidini kullanan Ruslar ile Gürciler arasında temas sağlanmış, böylece Ruslar, 1769 yılından itibaren Gürciler sayesinde Kafkasya'ya nüfuz edebilmişlerdir. Sonra bu yol, Doğu Kafkasya ile Çerkesler'in de büyük bir mücadele yürüttüğü Batı Kafkasya'yı birbirinden ayırdığından, İmamlar'ın Ruslar'a karşı yürüttüğü dini-milli hareketin başarıya ulaşamamasında büyük pay sahibi olmuştur.

  Kazaklar'nı hayatı Kafkaslar'daki mücadelenin başlamasından itibaren devamlı bir savaş içinde geçmiştir. Ancak İmam Şâmil dönemi dışında birleşerek hareket edemeyen Dağlılar karşısında Kazaklar, düşmanlarının parçalanmışlığı, sebebiyle varlıklarını devam ettirmekte çok zorlanmamışlardır. Ruslar, Mayıs 1785'de Kafkasya'da ilk Çar nâibi olarak tayin edilen Potemkin vasıtasıyla, bu yüzyılın son çeyreği içinde Alman göçmenlerini de getirerek Kafkasya'ya yerleştirdiler. Bununla, bölgedeki bağcılık ve ipekböcekçiliğini daha da geliştirmeyi umuyor ve yeni tarım tekniklerinin, bunların yardımıyla uygulamaya konmasını planlıyorlardı. Potemkin ticareti geliştirmek için de Ermeniler'e yakınlık göstererek bu konuda onları destekledi. Bu sayede uzun yıllar Kafkasya'nın ticareti Ermeniler'in tekelinde kalmıştır. Kuzey Kafkasya'yı bu şekilde tahkim eden Rusya için Dağıstan'ı fiilen işgal etme bahanesi de doğdu. Bir Rus tâcirinin İran hâkimiyeti altındaki Şirvan'ın başkenti Şamahı'da yarım milyon rublelik malının yağmalanması üzerine Çar Petro harekete geçti. Bu sırada Osmanlılar'ın da Kafkasya'da ilerlemesi, gelecekteki ticaret yollarının Türkler'in eline geçme tehlikesini ortaya çıkarmıştı. Bundan korkan Petro, Türkler'den önce davranarak Hazar kıyılarını ele geçirmeliydi.

  Bu sırada İran büyük bir karışıklık içindeydi. Afganlılar'ın isyanı üzerine Safevi hanedanı Ekim 1722'de tahttan uzaklaştırılmış, Afganlı Mahmud iktidarı ele geçirmişti. Bu karışıklıktan istifade eden Çar Petro, Dağıstan topraklarını işgal etti. Ruslar'ın bu seferinde Terek Kazakları Rus ordusu için önemli bir askeri güç olduklarını gösterdiler. Kumuk Şamhalları'ndan sonra Dağıstan'da önem bakımından ikinci sırada gelen Kaytag Usumisi Ahmed Han, bu seferde Ruslar'a karşı koymak istediyse de, askeri disiplinden yoksun Dağlılar'ın, açık bir alanda düzenli ordular karşısındaki savaşı kazanmaları zordu. Savaşı kaybettiler ve ele geçirilen esirler Ruslar tarafından şiddetle cezalandırıldı. 23 Ağustos 1722'de Petro Derbent'e girdi ve kendisine şehrin altın anahtarları teslim edildi. Böylece yaklaşık bin yıla yakın bir zamandır bir Türk ve İslâm şehri olan Derbend'in, arada kesintiye uğradığı dönemler olmakla birlikte, Rus hâkimiyeti dönemi başlamış oldu.

  Çara karşı Şirvan'ın başşehri Şamahı'da yerleşmiş olan Lezgiler'in reisi de Osmanlılar 'ın himayesini istedi. Bâb-ı Âli kendisine Derbend'i dirlik olarak verdi. Fakat Petro Bakü'ye kadar ilerlemiş olduğundan Bâb-ı Âli, işgal edilen toprakların Ruslar tarafından ilhak edilmesini kabul etmek zorunda kaldı. XVIII. yüzyılın sonlarında Tarki Şamhallığı 12 bin, Kaytag Usmiyası 25 bin, Avar Hanlığı 30 bin, Gazi Kumuk Hanlığı 15 bin, Tabasaran Maysumluğu'da 10 bin haneden ibaretti. XIX.yüzyılın ilk yarısı Dağıstan tarihinin en hareketli, en kanlı ve unutulmaz dönemlerinden biri olmuştur. Ruslar tarafından işgale uğrayan Dağıstan, İmamlar önderliğinde dünyaya parmak ısırtacak bir direniş örneği sergilemiştir.


 



 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol